25/06/2012 tarihinde Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde düzenlenen diploma töreninde Ankara Üniversiteliler Derneği Adına Prof.Dr.Semih BASKAN’ın yaptığı konuşma;

Ankara Üniversitesinin Sayın Rektörü, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimlerinin Sayın Dekanı, Sayın Dekanlar, Değerli Öğretim Üyeleri, sevgili genç mezunlarımız ve onların çok değerli aileleri.

Bu mutlu günümüzde sizleri Ankara Üniversiteliler Derneği adına en içten gelen duygularla kutlar saygılarımı sunarım.

Dünyadaki bilim ve teknolojide oluşan baş döndürücü gelişimler eğitimin çağdaş insan modeli yetiştirmedeki toplumsal misyonunu yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılıyor. Kanımca 21 yüzyıla damgasını vuran en önemli iki büyük gelişme olarak genetik bilimindeki ve dijital teknolojilerindeki ilerlemeleri örnek olarak gösterebiliriz.

Dijital devrim örneği bizleri teknolojiye hayatımızın her alanında bağımlı hale getirirken yaşam biçimlerimizi de bir oranda teknoloji ekseninde şekillendirmektedir.Öte yandan genetik devrimi ise insan-doğa ilişkilerinde bizlere yeni ufuklar açan ve sorgulanabilir perspektifler sunmaktadır.

21. yüzyılda çağdaş insanın, akıl ve bilimin önderliğinde gelişen yaratıcı, kritik düşünce üretebilen, üretken, etik değerlere saygılı, öz saygısı yüksek olan, hem kendini hem de çevresindeki insanları sevebilen, bireyci ama aynı zamanda toplumsal sorumluluğu olan, gerektiğinde atak ve öğrenmeye açık kişilikler olarak yetiştirilmeleri hedefleniyor. Bu hedeflere ulaşmada en önemli odak noktasını “öğrenci merkezli eğitim” oluşturmaktadır.

Orta çağda aydınlanmaya giden yolun başında en önemli kurum olarak algılanan üniversiteler 21. Yüzyılda sürekli sorgulanmaya başlamışlardır. Toplumlar üniversitelere sağlanan kaynağın etkin ve toplum yararına verimli bir şekilde kullanılıp, kullanmadığını sorgulamakta ve bu bağlamda üniversiteleri öz kaynaklarını yaratıp, kendilerini finanse etmeye zorlamaktadırlar. Üniversiteleri bu gerçeğin ışığında sadece üretmeye değil, aynı zamanda ürettiğini pazarlamaya yönlendirilen bu eğilimler karşısında tüm dünya üniversiteleri kendilerine yeni pozisyonlar oluşturmak durumunda kalmaktadırlar. Bu bağlamda 21-24 Mart 2012 tarihlerinde İngiltere’de Avrupa Üniversiteler Birliği “Avrupa Üniversitelerinin Sürdürülebilirliği” konulu bir toplantı gerçekleştirmiştir.

Günümüz dünyasında toplumlar, üniversitelerin yeniden tanımlanmasını, kendilerini bilimsel gelişmelere açık, ekonomik kriz dönemlerinin oluşturduğu dayatmalara uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmalarını beklemektedirler. Değerli konuklar, genç mezunlarımız , bugün her fırsatta eleştirilmeye başlayan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının eğitime verdiği önemi bir kez daha vurgulamakta yarar vardır. Henüz Kurtuluş Savaşı sürerken Gazi Mustafa Kemal Ankara’da muarif kongresini toplayacak ve orada kadın ve erkek öğretmenlerin ayrı ayrı oturması üzerine de “siz kendinize mi yoksa bu hanım efendilere mi güvenmiyorsunuz” diyerek son derece çarpıcı ve anlamlı uyarısını yapacaktır. 03 Mart 1924’ de “Öğretim Birliği” yasası kabul edilecek ve 1928 yılında millet mekteplerinin açılması kararlaştırılacaktır. Bu dönemde Gazi Mustafa Kemal Başöğretmen olarak ilan edilecektir. 1 Kasım 1928 tarihinde Latin alfabesine geçilecek ve tüm anadolu da okuma yazma seferberliği başlatılacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetimizin kuruluşunun 10. Yılında 29 Eküm 1933 tarihinde Türk Ulusuna seslendirdiği büyük Nutkunu şu cümlelerle noktalar; “Efendiler, bu beyanatımla milli hayatı son bulmuş farz edilen büyük bir milletin istiklalini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına dayalı milli ve modern bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım. Bu gün vasıl olduğumuz netice bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanlarının bedelidir. Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum” Türkiye Cumhuriyetinin kurduğu ilk üniversite olan Ankara Üniversitesinden son derece başarılı bir şekilde mezun olan genç öğretmenlerimiz, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda genç nesilleri yetiştirmek gibi son derece önemli ve ulvi bir görevi üstlenmek için bugün bu yola çıkıyorsunuz. Yolunuz, ülkemizin geleceği gibi aydınlık ve açık olsun.

Genç öğretmenlerimiz eğitiminizi aldığınız bu yüce Üniversitenin bir mezunu olduğunuzun gururunu ve sizlere yüklediği önemli sorumlulukları tüm meslek yaşantınız boyunca unutmayınız, daima hatırlayınız. Sizleri yetiştiren öğretim üyelerinizin kurduğu Ankara Üniversiteliler Derneği olduğunu hatırlatın, buraya üye olmanın her Ankara Üniversitesi Mezununun asli bir görevi olduğunu sizlerle paylaşmak isterim. Sizlerle bu andan itibaren yaşantınızda en iyi iletişim köprüsü kurmanın bu dernek aracılığı ile gerçekleştirile bileceğinizi daima hatırlayınız ve ona sahip çıkınız.

İ.T.Ü, Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe Üniversitelerinin sergiledikleri güzel örneklerde olduğu gibi bir araya gelerek Derneğimiz çatısı altında bir dizi bilimsel ve sosyal etkinlikleri düzenlemenin sizlerinde hakkınız olduğunu unutmayınız.

Bilişim çağında sosyal medyanın tüm olanaklarının kullanarak yaptıklarınızı, etkinliklerinizi ve projelerinizi bizlerle paylaşınız. Mezun olduğunuz Ankara Üniversitesi ile oluşturulacak aidiyet duygusunun yeşereceği en uygun ortamın Ankara Üniversiteliler Derneği olduğunu hiç göz ardı etmeyiniz.

Türk Milli Eğitimi alanında en yetkin Öğretim Üyelerini bağrında barındıran Eğitim Bilimleri Fakültesinin mezunu olmanın haklı gururunu daima taşıyınız. Sizleri yetiştiren değerli Öğretim Üyeleriniz ile gurur duyun onları hiç unutmayınız. Her konuda daha mükemmelini ve daha güzelini istememizin hepimizin doğal hakkı olduğu görüşünü sizlerle paylaşmak isterim.

Değerli genç mezunlarımızın çok kıymetli aileleri, Türkiye’nin genç ve gönüllü öğretmenler ordusuna kazandırdığınız bu gençlerimizle her zaman gurur duyun onlar gelecek Türkiye’sinin birer umut ışığı olacaklardır. Sizleri yetiştirdiğiniz bu genç öğretmenlerden dolayı en içten gelen duygularımla tebrik ederim.

Genç Mezunlarımız, sevgili öğretmenlerimiz yollarınız açık olsun. Başarılarınız bizlere daima gurur verecektir. Bu güne gelmenizde çok değerli katkıları olan Öğretim Üyelerimizi ve sizleri Ankara Üniversiteliler Derneği adına bir kez daha en içten duygularımla kutlamak isterim.

Saygılarımla.