İRAN GEZİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK
refreshOAuth2Token got the following response:
{ "error": "invalid_request", "error_description": "Missing required parameter: refresh_token" }using refreshToken 

18 Nisan günü Ankara’dan başlayan gezimizi 26 Nisan günü Ankara’ya  dönerek tamamladık.

Gezimiz 32 kişilik katılımla Şiraz’dan başladı.

Şiraz, Fars eyaletinin baş şehri olmuş bugünkü İran devletine, halka ve konuşulan dile ismini vermekle, aynı zamanda tarihi eserleri, şairleri, filozofları, savaşçıları, kralları, orkideleri, portakalları ve gülleri ile övünen bir şehirdir. Gerçekten görülmeye değer bir şehir olan Şiraz’da dolu dolu iki gün geçirdik.

Buradan Pers İmparatorluğunun başkenti olan M.Ö. 6. Yüzyıl sonlarına doğru Pers Kralı 1. Darius (Dara) tarafından kurulan Persepolis’e geçildi. Darius’dan sonra tahta çıkan I.Serhas (Xerxes) ve Artak Serkses (Ardaşir) şehri büyüterek harika anıtlarla doldurmuşlardır. Persepolis’e İranlılar Farçada Taht-ı Cemşid (Çemşid’in Tahtı) ismini vermişleridir. Persepolisin tüm alanı 125 bin metrekare ve ana teras 450×300 metre boyutlarındadır.

Buradan İran’ın en eski ve tarihi şehirlerinden ve zerdüşlüğün önemli bir merkezi olan Yezde’ye geçtik. Yezd’in hemen her tarafı çöllerle çevrili olduğu için tüm binalar çöl kumunun sarı rengi ile uyumlu tondadır. Şehrin su ihtiyacı yakın zamana kadar yakındaki Şir Kuh dağlarından, Yezdilerin bir buluşu olan ve Qanat adı verilen yer altı sulama sistemi ile sağlanmıştır. Bu şehirde ve çevresinde yaptığımız 2 günlük gezi sonunda Isfahana geçildi. Safariler döneminde Başkent olan Isfahan ülkenin 3. büyük şehridir. Meydan-ı İmam, Mescidi-i İmam Meydanları ve köprüleri ile Kakh-ı Ali Gapu (Ali Kapısı),  Şeyh  Lütfullah Mescidi ve Cehel Soton (40 Sütun), Munar Junban (Sallanan Minareler)’i ile görülmeye değer bir şehirdir. Meydan-ı İmam 1979 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası yerleri listesine alınmıştır. Mescid-i Imam Şah Abbas tarafından 18 yıllık çalışma sonucu 1629’da tamamlanmıştır. Zayendan Nehri üzerinde  33 sütunlu Allahverdi Han Köprüsü 300 m uzunluğunda  ve 14 m genişliğindedir. Buradan Tahran’a gitmek üzerek ayrıldık. Yol üzerinde özellikle seramik ve sırlı çinileriyle meşhur olan, Lüster sırlı çinileri ile ipekli ve yünlü halıları zarif İran halıları arasında yer alan bir şehir olan Kaşhan’a uğrayarak, Tahran’a ulaşıldı.

İranın en büyük şehri olan ve Farsçada (Sıcak Yer) anlamına gelen ve kuruluşu Neolitik Çağlara kadar giden Tahran Şehri Elbus Dağının eteklerindeki geniş bir ovaya yayılmıştır. Bazar-ı Bozurg (Büyük Pazar- Kapalı Çarşı)’sı Tahran ekonomisinin kalbinin attığı bir yer olarak kabul ediliyor. Azadi (Özgürlük Anıtı) Sadabad Sarayı Müzesi, Ulusal Mücevher Müzesi ve Halı Müzesi gibi pek çok görülecek ve gezilecek yeri bulunmaktadır. Tahranda geçirilen 2 gün sonunda İstanbul üzerinden tekrar Ankara’ya dönüldü.

Bu geziye ait bazı fotoğrafları ektedir. Bir sonraki gezimizde birlikte olmak dileği ile.