Ankara Üniversiteliler Derneği Başkanımız Prof. Dr. Günal AKBAY öncülüğünde 6_8 Ekim 2018 tarihlerinde; tarihi mirasını koruyan, farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşadığı ve gizemli atmosferiyle tanınan Mardin’e bir gezi gerçekleştirdik. 6 Ekimde ilk durağımız Dara Antik kenti oldu.
Mezopotamya’nın en önemli yerleşim bölgelerinden biri olan Mardin Dara Antik Kenti 6. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarını korumak için kurulmuş antik kentte kayalara oyulmuş evler, kiliseler, mezarlar, kanallar ve sarnıçlar çok etkileyiciydi. Antik kentten sonraki durağımız; Mardin’in 8 km. doğusunda, Eski Kale köyü yamacında kurulan; Süryanilere ait başpiskoposluk merkezi olan Deyrulzafaran Manastırı oldu. Süryanilerin ziyaret yeri olan manastır iki katlı olup 52 adet süryani patriğin mezarları bulunmaktadır. Manastırın içindeki Azizler Evi, Güneş Tapınağı, Kubbeli Kilise ve Meryem Ana Kilisesini ziyaret ettik. Manastırı gezdikten sonra Mardin’in eski kent dokusunu algılamak için sokaklarda dolaştık. Mardin evleri birbirine çok yakın olmasına rağmen, bir ev asla diğerinin manzarasına engel olmuyor. Daracık sokaklara dizilmiş bu evler avluları, balkon ve teraslarıyla olağanüstü.
İkinci gün Hasankeyf’e gitmek üzere yola çıktık. Hasankeyf birkaç ay içinde 12 bin yıllık tarihi; orada yaşayanların evleri, anıları ve gelecekle ilgili hayalleri; bitki ve hayvan türleri ile Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak. Bizler için buruk kısa bir turdan sonra Midyat Mor Gabriel Manastırını ziyaret ettik. Mor Gabriel ( Deyrulumur ) Manastırı; 397 yılında Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından kurulmuş. Manastırda Azizler Evinde değişik dönemlerde hayatını kaybetmiş azizler 15 adet nişin içine konan mezarlara gömülmüştür. Manastırı rehber eşliğinde gezip Mardine doğru yola çıktık. Yemekten sonra geziye katılan bir grup üyemiz sıra gecesine katılarak yöresel müzik ve oyunları izledi. Gezimizin son günü Mardin kentine ayrıldı. Mardin Ulu Camii özel kubbesi ve minaresiyle kentin simgesi. 1176 tarihinde inşa edildiği bilinen cami Artuklu mimarisini günümüze taşıyan değerli örneklerden biri. 11. yüzyılda Artuklular zamanında inşa edilen caminin kesme taşlarla örülü duvarlarının arasında görülmeye değer bir avlu ve şadırvan yer alıyor. Ulu Cami keşfimizden sonra kent kimliğini yansıtan dar sokaklarda dolaşarak alışveriş yaptık. Daha sonra Artuklular zamanında inşaası başlayan Akkoyunlular zamanında tamamlanan Kasımiye Medresesini ve doğumla ölüm arasındaki akışı ve ölümü simgeleyen Kasımiye Çeşmesini ziyaret ettik.
Mardin kentinden üyelerimizle nice güzellikleri paylaşmak dileğiyle ayrıldık.